RSS

Kral Öldü mü, Oğlu Ne Olur?

25 Ekim 2007 Perşembe

"Kral öldüğünde oğlu ne olur" sorusunun en mantıklı cevabı "yetim olur"dur sanırım. Öyle ki "Taht"tın hiç hissettirmediği, ya da bir "güç"ün acımasızlığında ezilen hüznün böylesine en yüksekte bu kadar aciz kalması insanlık adına en mantıksızıdır herhalde. "Dön bak aynaya, bu senmisin hatırla" diye mırıldanır biri veya birileri şimdilerde... Karşıda konuşan bir ayna ve kullanış şekli "Ayna Ayna, söyle bana. Benden daha güçlüsü var mı bu dünya da!". Ayna korkak tabi! "YOOOOK!" diye haykırıyor! "Aferim ayna, bilirsin kırarım..." zorbalığındaki dünyayı yöneten zalimlerin egemenliğinden, ama işgal edilen ama müttefik olarak kurtulamamış onlarca masum ülke, siyaset ya da ekonomi... Herc-ü Merc'in hiç eksik kalmadığı gizemi bol olan bu coğrafyanın toprakları; Anadolu, Ortadoğu, Mezopotamya, Batı Asya, Afrika, Balkanlar... Kıyamete kadar huzuru bulamayacak dünyanın Cennet Diyarları. Yaşamın başladığı ve sona ereceği yerler bu topraklar tabiri caiz'se. Bir son var... Peki emperyalistlerin çabası ne? Sadece daha uzun yaşamak mı? Daha uzun yaşamak için daha kısa yaşatmak mı? Ya da inançları gereği (gösterdiklerinin dışında olan...) hiç yok olmayacak bu dünyanın yok olacak olan kıtalarından kaçıp, tüm dünyanın ağzının suyunun aktığı bu topraklarda, bu toprakların insanını öldürerek kendilerine sonsuz yaşam sahası açmak mı?

Kral öldü, oğlu katil oldu! Soykırımları yaşayanlar, bir bir bulan, sorgulayan ve yargılayanlar şimdi kendileri ne yapıyor acaba? Onları kim sorgulayacak? Bir taş atana, ya da şöyle söyleyelim; taş atmasına da gerek yok, kişi başına 5 bomba düşüyor! Buna yeni doğmuş bebeklerde dahil! Soykırım'dan daha da öte bir durum olan bu olayların bir adı var mıdır acaba? Katliam? Soykırıma benzer, yakın ve yetersiz bence bu olanlara bu tanım. Peki o zaman? Varsa, sonrasında insanlık için en görkemli son "kıyamet" kelimesi kullanılıyor sanırım! Nedenler meydana getirilir önce, sonra "bu insanların ne suçu vardı ki" duygusallığı sözde tehlikelerden önce kaldırılır, kitle imha silahlarını imha etmek bahanesi ortaya atılır. Silahlar yoktur, yok edilenler insanlardır. Kitle imha silahlarından daha tehlikeli gördükleri direnişçiler ve ayaklanma gibi devlerin uğraşmak istemedikleri ayaklanabilecek olan halk! Bebekler öldürülür ki, insanlar sindirilsin. "Bunlar bebek öldürüyor, kime acırlar ki? susun..." benimsenir! Galiçyev yattığı toprakta ağlar "ben size demiştim" der, bilenler, bilginler, alimler, falanlar filanlar ve ben duyarım! Sadece araştıran duyar! Bosna bezdirilir, Filistin bombalanır, Çeçen katledilir, Afgan ne durumda olduğunu bırak işgalin neden olduğunu hala anlayamaz! Bunların nedeni ne peki? Tabiki bu coğrafya. Biz de salak değiliz ama! Son savaşlarımızı çok yakından biliriz. İngilizi, Fransızı, Yunanı falanı filanı, 1900'lü yıllarda bu topraklara huzuru sağlamak için geldiklerini neredeyse söylecekler şimdilerde. Söyleyebilirler mi, hayır! Amaç ortada... Nere'mle gülerim bilmiyorum... Bakar öyle olmuyo, derler "o zaman BÖYLE OLUR!".

Bu coğrafyanın çocukları! Hatta Gizemli Coğrafya'ya da ister istemez Balkan ülkeleri olması sebebiyle dahil etmiş olduğumuz ülkecikler, o Gizemli Coğrafya'nın doğusuna onlardan farksız bakanlar... Sanmasınlar ki onlar tartaklanmayacaklar. Bu "bela" diyorum, bu coğrafya'da müslüman da, hristiyan da bırakmak istemiyorlar! Hatta inancı olan Musevileri bile... Silah seslerini duymadığımız, bombaların patlamadığı bir günümüz var mı bu coğrafyalarda? Yok... Kulaklarımız alıştı da değil mi gürültüye? Eveeet... (!) Bu ton hoşunuza gider hale geldiğinde, huzur bizden çok uzakta olabilir. Kendinizi hep en zorda olanların yerine koyun ve şikayette bulunun. Nereye mi? .......